Anasayfaİnovasyon

Tarihi binalara nano teknolojiyle restorasyon

Tarihi binalara nano teknolojiyle restorasyon

Günümüzde eski yapıların restorasyonunda bir çok farklı yöntem kullanılıyor ancak restoratörler bugün yepyeni bir tekniği test ediyorlar.

Bu yenilikçi yöntem nano parçacıklara sahip bir ürün sayesinde restore edilecek parçacıkların birleştirilmesini kolaylaştırıyor.

Yapılardaki mermerlerin ve taşların gözeneklerine inmenin oldukça zor olduğunu belirten restoratörler nano teknoloji sayesinde belirli bir terleme sağlayarak gözeneklerin içine girebildiklerini ifade ettiler.

Avrupa araştırma projesinden kimyagerler de kalsiyum, oksit, su ve karbondioksidi karıştırarak elde edilen kalsiyum karbonat da dahil olmak üzere farklı konsolidasyonlar geliştirdi.

Çözeltide küçük nano partiküller taşlara nüfuz edebiliyor ve çürümekte olan yapısını çimento haline getirebiliyor. Bu sayede restore edilecek taşlarla aynı kimyasal niteliğe sahip olan parçacıklar zamanla, taşların parçalanmasına yol açabilecek farklı fiziksel-mekanik bir sürece girmesini engelleyebiliyor.

Bu yeni nano teknoloji uygulama araştırması kapsamında Viyana’daki aralarında Aziz Stefan’ın da bulunduğu beş Avrupa katedrali yer alıyor.

Matea Ban Materyal Uzmanı:
“Farklı şeyler denedik, dondurucu depolarını denedik, tuzları ve asitleri denedik sonunda termal yaşlandırmada karar kıldık. Buradaki uygulama taşın sıcaklığını arttırmak. Böylece içerideki mineraller belli yönlerde genişliyor. Genişlediklerinde ise komşu minerallere baskı yapıyor ve sonra çatlıyorlar. Onları sağlamlaştırmak için bu çatlaklara ihtiyacımız var” diye belirtti.

Sağlamlaştırıcılar daha sonra Avrupa katedrallerinde kullanılan kalker, kumtaşı ve mermer gibi farklı tür taşların üzerine uygulanıyor. Araştırmacılar sağlamlaştırıcıları seçerken oldukça titiz davranıyorlar.

Johannes Weber, Petrol uzmanı:
“Her şeyden önce, taş tarafından iyice emilmesi gerekir. Daha sonra, buharlaşma sürecinde, sağlamlaştırıcı ürün, taş yapı içinde doğru yere nüfuz etmelidir. Çok fazla küçültülmemeli. Kurutma esnasında tüm malzemeler küçülür, sağlamlaştırıcılar bile. Sağlamlaştırıcıların taş parçacıklarına yapışkanlı olması gerekir. Fakat gözeneklerin tamamen kapanmasına neden olmamalılar.” diyerek altını çizdi.

Katedrallerde diğer testler devam ediyor. Araştırmacılar, bu yöntemin Avrupa’daki kültürel mirasın korunmasına ve geliştirilmesine daha iyi yardımcı olacağını umuyorlar.

Kaynak