AnasayfaEkolojiAtık ve Tüketim

23 Şehir, 2030 yılına kadar kendini sıfır atık hedefine adadı!

23 Şehir, 2030 yılına kadar kendini sıfır atık hedefine adadı!

28 Ağustos 2018’de 23 öncü şehir, sıfır atığa giden yolda, daha temiz ve daha sürdürülebilir bir geleceğe geçişi hızlandırmak için ürettikleri atık miktarlarını önemli ölçüde azaltmayı taahhüt etti.

C40’ın Sıfır Atık beyannamesini imzalayan bu şehirler ve bölgeler, her vatandaşın ürettiği atık miktarını 2030 yılına kadar %15 azaltacağına ve çöp yakmalarına gönderilen atık miktarını %50 azaltmaya söz verdi. Sıfır Atık beyannamesi, C40 ve San Francisco kenti tarafından Atık Kaynaklar ağındaki diğer C40 şehirlerine danışarak geliştirildi.

Bu taahhütnameyi imzalayan şehirler ve bölgeler; Milano, Auckland, Katalonya, Kopenhag, Dubai, Londra, Montreal, Navarra, New York, Newburyport, Paris, Philadelphia, Portland, Rotterdam, San Francisco, San Jose, Santa Monica, Sydney, Tel Aviv, Tokyo , Toronto, Vancouver ve Washington DC.

Sıfır Atık Geleceğine Doğru

San Francisco’daki Küresel İklim Eylemi Zirvesi’nden önce yapılan bu cesur taahhütler, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmasında ve küresel sıcaklığın 1,5 derecenin altında tutulmasında önemli rol oynuyor. Kopenhag Belediye Başkanı Frank Jensen “Geleceğin sürdürülebilir ve yaşanabilir şehirleri, sıfır atığa doğru ilerleyen şehirlerdir.” dedi.

Milan, vatandaşların ve ziyaretçilerin aktif katılımı ile başarılı atık geri dönüşümünde %60 gibi iddialı bir rakama ulaştı ve gıda atıklarını önlemeye odaklandı. Belediye Başkanı Sala, Milan’ın diğer C40 şehirleriyle daha sağlıklı bir çevre için güçlerini birleştirmesini doğal bir adım olarak görüyor.

Milan Belediye Başkanı, Giuseppe Sala “Atık yönetimi, şehirlerin emisyonlarını hızla azaltmalarının anahtarıdır”dedi.

İsraf ve İklim Değişikliği

Dünya çapında atık üretimi diğer çevre kirliliklerinden daha hızlı artmaktadır. Bu sektördeki faaliyetler iklim değişikliğiyle mücadelede çok daha hızlı ve daha büyük bir etkiye sahip olabilir. Mesela, her yıl toprağa atılan 1.3 milyar tonluk yıllık gıda artıkları, CO2’den çok daha güçlü bir sera gazı olan ve küresel ısınmanın yüzde 25’ini oluşturan metanı oluşturuyor. Küresel olarak katı atıkları ve malzeme yönetim sistemlerini dönüştürmek, emisyonu %20 oranında azaltabilir.

Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, “Paris Anlaşması’nın amaçlarını yerine getirmek için modern hayat her açıdan acil değişikler gerektiriyor. Ne attığımızı bile göz önünde bulundurmamız gerekiyor. ”diye ifade etti.

Belediye başkanları, kentlerin katı atık üretimlerini azaltmak ve şehirlerdeki materyal yönetimini geliştirmek için iddialı, ölçülebilir ve kapsayıcı adımlar atmaya karar verdi. Her iki karar da kent merkezlerini daha temiz, daha sağlıklı, aksaklıklara karşı daha dayanıklı ve kapsamlı hale getirdi. Daha iyi atık yönetimi sistemleri, sosyal girişimciler ile zayıf toplumlar için iş fırsatları ve ekonomik fırsatlar yaratabilir.

Tokyo Valisi Yuriko Koike, “Tokyo, her vatandaşın “mottainai” kelimesinden haberdar olmasını diliyor. Bu kelime “atığın israf etmek için çok kıymetli olduğunu bu yüzden davranışın değiştirilmesi gerektiği  anlamına geliyor.” diye ifade etti.

Kentlerin Sıfır Atık Hedeflerine Yönelik Yolları

  • Üretim ve arz zinciri boyunca kayıpları azaltarak fazla gıda üretimini en aza indirmek.
  • Yem üretimi için güvenli gıda bağışını ve yan ürün teminini kolaylaştırarak perakende tüketimde gıda kayıplarını ve yiyecek israfını azaltmak.
  • Topraklardaki karbon depolama kapasitesinin geri kazanılmasına katkıda bulunmak.
  • Tek kullanımlık, geri dönüştürülemeyen plastikleri ve diğer malzemeleri azaltmak veya yasaklamak.
  • Malzemelerin geri dönüştürülebilirliğini geliştirmek için üretici sorumluluğu ve sürdürülebilir tedarik gibi bölgesel politikaların uygulanmasını desteklemek.
  • İnşa ve yıkım malzemelerinin geri dönüşümle ile kazanılmasını ve yeniden kullanılması arttırmak.
  • Tüm topluluklar ve muhitler için tasarruf, yeniden kullanım ve geri dönüşüm programları ile izlenen politikalarının erişilebilirliğini, farkındalığını, ölçeğini ve kapsayıcılığını arttırmak.
  • Şehir çapında iletişim ve katılım çalışmalarına yatırım yapmak, birden fazla dilde kaynak sağlamak.
  • Sosyal yardımların şehir nüfusu genelinde eşit olarak dağıtıldığından emin olmak.
  • Her iki yılda bir, şehirlerin bu hedeflere doğru ne kadar ilerlediği kamuoyuna açıklamak.

Kaynak