AnasayfaEkolojiSürdürülebilir Kalkınma

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), ilk küresel sürdürülebilirlik açıklama standartlarını yayımladı

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), ilk küresel sürdürülebilirlik açıklama standartlarını yayımladı

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), dünya çapındaki sermaye piyasalarında sürdürülebilirlikle ilgili açıklamalarda yeni bir çağ başlatan ilk standartlarını (IFRS S1 ve IFRS S2) 26 Haziran’da yayımladı.

Standartlar ilk kez, iklimle ilgili risklerin ve fırsatların bir şirketlerin geleceği üzerindeki etkisini açıklamak için ortak bir dil oluşturuyor.

  • IFRS S1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanması için Genel Gereklilikler, şirketlerin kısa, orta ve uzun vadede karşılaştıkları sürdürülebilirlik risklerini ve fırsatlarını üzerine yapılan bildirimleri kapsarken,
  • IFRS S2 İklimle İlgili Açıklamalar ise IFRS S1 ile birlikte kullanılmak üzere tasarlanmış olup şirketlerin fiziksel ya da geçiş risklerini ve bunların düşük karbon ekonomisine geçiş üzerindeki potansiyel etkilerine ilişkin bildirimleri kapsıyor.

ISSB Başkanı Emmanuel Faber şunları söyledi:

Bugün, küresel sermaye piyasaları için bir dizi açılış niteliğindeki sürdürülebilirlik açıklama standartları, 18 aydan fazla süren yoğun çalışmanın sonucunu temsil ediyor. ISSB Standartları, şirketlerin sürdürülebilirlik hikayelerini sağlam, karşılaştırılabilir ve doğrulanabilir bir şekilde anlatmasına yardımcı olmak için tasarlandı. Standartların orantılı olmasını ve yatırım kararı vermeyle ilgili açıklamalarla sonuçlanmasını sağlamak için piyasayla yakın istişarelerde bulunduk.

Her iki standardın ortak ve önemli bir özelliği ise İklimle İlgili Finansal Açıklamalar Görev Gücü’nün (TCFD) tavsiyelerine dayanıyor olması. Her iki standart seti de TCFD’nin ana başlıkları olan Yönetişim, Strateji, Risk Yönetimi ve Ölçütler ve Hedefler başlıkları etrafında yapılandırılıyor.

Bu durumun raporlama dilindeki karşılığı ise artık sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine dayalı bildirimler yapılırken risk, fırsat ve finansal etki analizlerinin yapılması gerekiyor. ISSB Standartları ile birlikte bugüne kadar yapılan geçmiş odaklı, proje bazlı, hedef ve performans üzerine kurulu raporlamadan bir adım daha öteye giderek etki, risk ve gelecek ön görüsünün değerlendirildiği raporlamaya geçiş yapıyoruz.

Peki, rapor hazırlayıcılarının, yatırımcıların ve diğer piyasa katılımcılarının sürdürülebilirlik raporlamasının bu yeni dünyasına ilişkin bilmesi gereken temel noktalar neler?

ISSB Standartlarına ilişkin bilnmesi gereken 10 madde: 

Küresel Standartlara Geçiş: Finansal raporlama dünyasının alışık olduğu IFRS’in küresel etkisi sürdürülebilirlik dünyasına geliyor. Sürdürülebilirlikle ilişkisi onlarca raporlama standartının konsolide edilmesi ile hazırlanan yeni ISSB standartları sayesinde tek bir küresel standart setinin kullanılması amaçlanıyor. Küresel vurgusu standartların Türkiye’de uygulanması adına daha fazla vaktimizin olmadığının da habercisi. Özellikle Kamu Gözetim Kurumu (KGK)’nın bu standartlar özelinde çalışan bir çalışma grubu olduğunu hatırlatalım.

Uluslararası Destek ve Tanınırlık: ISSB’nin çalışmaları, Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü (IOSCO), Finansal İstikrar Kurulu, G20 ve G7 Liderleri de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılardan, şirketlerden, politika yapıcılardan ve piyasa düzenleyicilerinden güçlü destek aldı. Özellikle Avrupa ve ABD’de sürdürülebilirliğe ilişkin raporlama standartlarının belirleyicisi olan Avrupa Komisyonu, EFRAG ve SEC gibi kurumlarla iş birliği yapıldı.

Odaklı ve Karşılaştırılabilir Bilgiler: Sermaye piyasalarına ve yatırımcıların ihtiyaçlarına odaklanan ISSB, raporlarda açıklanması gereken verilerin karşılaştırılabilir, orantılı ve karar verme yolunda destekleyici olmasına özen göstererek standartları hazırladı.

Kademeli Geçiş Kolaylığı: Şirketlerin finansal olmayan ve sürdürülebilirlikle bağlantılı verilerinin raporlanması sürecini içselleştirmesinin zorluğunun farkında olan ISSB, standartları uyguladıkları ilk yılda şirketlere çeşitli geçiş kolaylıkları sağlıyor. Örneğin, dört ana başlıktan oluşan IFRS S1 altında sadece iklimle ilgili riskler ve fırsatlar hakkında raporlama yapılabilir. Aynı zamanda şirketler sürdürülebilirlikle ilgili açıklamalarını IFRS S1 tarafından belirlenen zaman dilimleri içinde genel amaçlı finansal tablolarından sonra yayınlayabilir. Özetle ilk yıl faaliyet raporları ya da finansal raporlardan sonra IFRS S1 raporlaması yapılmasına izin verileceğin mesajı veriliyor.

Finansal Tablolar ile Bağlantı: ISSB Standartlarının gerektirdiği bilgiler, aynı raporlama paketinin bir parçası olarak finansal tablolarla birlikte sunulmak üzere tasarlandı. Tüm muhasebe gereklilikleri ile çalışacak şekilde geliştirilen standartların temelinde ise IFRS Muhasebe Standartlarının temelini oluşturan kavramlar bulunuyor.

Düşük Karbon Ekonomisine Geçiş Planı: Bugün küresel bir gündem olan düşük karbon ekonomisine geçişin şirketler nezdinde nasıl ele alındığı da IFRS S1 ve S2 standartları ile raporlamanın bir parçası haline geliyor. Hali hazırda bir geçiş planı olan şirketler,

  • geçiş planlarını geliştirirken belirledikleri kritik varsayımlar ve/veya bağımlılıklarını;
  • geçiş planlarında belirtilen faaliyetlere nasıl kaynak sağladıkları veya kaynak sağlamayı planladıklarını açıklamak zorundalar.

Bu noktada düşük karbon ekonomisine geçiş planının uzun vadeli hedeflerden farklı olduğunu hatırlatmak isteriz. Örneğin, bir geçiş planında, var olan net sıfır hedefine ulaşmak için sera gazı emisyonlarının kademeli olarak nasıl azaltılacağı, bu kapsamda planlanan faaliyetlerin neler olduğu açık bir şekilde ortaya konmalı.

GRI Raporlaması ile Yakınlık: Bugüne kadar en yaygın sürdürülebilirlik raporlama standartı olan GRI, rapor hazırlayıcıların en alışık olduğu gereklilikleri sunuyordu. ISSB Standartları hazırlanırken bu durum göz ardı edilmedi ve ISSB gerekliliklerinin GRI Standartları ile birlikte çalışabilir olmasına özen gösterildi. Böylece GRI raporlaması yapan şirketlerin ISSB raporlamasına geçişte yükünün azaltılması amaçlandı.

Üst Yönetim Sahipliği: IFRS S1 standartlarının yönetişim başlığı altındaki gereklilikler sayesinde üst yönetimin ve yönetim kurulunun sürdürülebilirlikle ilişkili konulara ilişkin sahipliği raporların ilk sayfalarında yer alan CEO mesajı ya da Yönetim Kurulu Başkanı mesajının çok daha ötesine geçmek zorunda. Standartlara göre şirketlerin, yönetim kurulunun şirketlerin sürdürülebilirlikle ilişkili hedeflerini nasıl denetlediği ve bu denetim ölçütlerinin ücretlendirme politikalarını etkileyip etkilemediği de dahil olmak üzere birçok konuyu raporlaması gerekiyor. Aynı zamanda sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatların yönetimi için üst yönetim ve yönetim kurulu seviyesinde özel kontrol ve prosedürlerin uygulanıp uygulanmadığına ilişkin gelişmelerde artık raporlamanın bir parçası haline geliyor.

İklim Değişikliği ile Bağlantılı Riskler ve Fırsatlar: Bu tabir bugün neredeyse her sürdürülebilirlik raporunda kullanılıyor. Ancak ilk kez IFRS S1 ve S2 standartlarıyla tam olarak neyin raporlanması gerektiğini anlayacağız. CDP ya da TCFD raporlaması yapan şirketlerin aşina olduğu bu konuyu artık finansal etkiyle bağdaştırmamız gerekiyor. Örneğin, şirketler IFRS S1 Standartlarının risk yönetimi başlığı altında belirtildiği üzere sürdürülebilirlikle bağlantılı fiziksel ya da geçiş risklerini açıklarken aynı zamanda IFRS S2 Standartlarına uygun olarak bu risklere karşı savunmasız olan varlıklarının veya ticari faaliyetlerinin miktarını ve yüzdesini de açıklamak zorunda.

Kapsam 3 ve Senaryo Analizi: Şirketlerin raporladığı risk ve fırsatların önündeki belirsizliği kaldırmak adına senaryo analizlerinin ortaya konması da IFRS S2’nin raporlama dünyasına getirdiği yeniliklerden biri. IFRS S2, şirketlerin iklim değişikliğine karşı dayanıklılıklarını değerlendirmek adına kendilerine en uygun yönetimi kullanarak iklimle ilgili senaryo analizi yapmalarını zorunlu kılıyor. Bu analizin alt yapısının da şeffaf bir şekilde açıklanması bekleniyor. Kapsam 3 konusu ise raporlanması oldukça karmaşık olmakla beraber raporlanması beklenen bir diğer bilgi. Şirketlerin değer zinciri boyunca karbon ayak izinin ne olduğuna yönelik raporlama yapması artık zorunlu ancak bu zorunluluk işin zorluğu da göz önünde bulundurularak biraz yumuşatılmış. Şirketler Kapsam 3 verilerini ikinci raporlama periyodunda raporlayabilecek.

Standartlar 1 Ocak 2024’ten itibaren yürürlüğe girecek, ancak ülkeler arasında benimsenip benimsenmeyeceğine ve ne zaman zorunluluk haline getirileceğine ise ülkelerin raporlama standartlarına ilişkin kamu kurumları karar verecek. Ancak Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü (IOSCO)’nun tam desteğini alan standartların zorunlu hale gelmesi çok da gecikmeyecek gibi duruyor. Türkiye’deki duruma ilişkin ayrı bir parantez açalım. 2022 yılında Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemede yetkili kurum olarak belirlenen Kamu Gözetim Kurumu (KGK) uluslararası standartlarla uyumlu, karşılaştırılabilirliği ve şeffaflığı yüksek sürdürülebilirlik raporlama çerçevesi olan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını yakın zamanda yayımlamayı hedeflediğini açıkladı. Bu kapsamda rehber alınacak standartların ise ISSB Standartları olacağı bildirildi. Kısacası, ISSB Standartları’nın Türkiye’deki sürdürülebilirlik raporlamasını derinden etkileyeceğine kesin gözüyle bakabiliriz.

IFRS S1 ve IFRS S2, sürdürülebilirlik açıklamalarını kolaylaştırmak için TCFD tavsiyeleri, SASB Standartları, CDSB Çerçevesi, Entegre Raporlama Çerçevesi ve Dünya Ekonomik Forumu ölçütleri üzerine inşa edilmiştir.

 

Kaynak: Sustainee Co

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: