Anasayfaİklim DeğişikliğiG-20

G20 Zirvesi’nin nihai deklerasyonu yayında: Fosil yakıtlara değinilmedi!

G20 Zirvesi’nin nihai deklerasyonu yayında: Fosil yakıtlara değinilmedi!

Dünyanın en güçlü ekonomileri arasındaki 19 ülke, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği’nden oluşan G20 Zirvesi dün sona erdi. Uzmanlar, fosil yakıtlara değinilmemesi, kömürün aşamalı azaltımına dair net ifadeler bulunmaması ve kanıtlanmamış karbon azaltım teknolojilerine fazlaca yer verilmesi yönleriyle nihai deklerasyonunun yetersiz ve endişe verici olduğuna işaret etti.

Hindistan‘ın Yeni Delhi kentinde 9-10 Eylül’de düzenlenen 20 Grubu (G20) Zirvesi‘nde enerji kapasitesi ve enerji verimliliği konularında somut hedefler ortaya konulduysa da nihai deklerasyonda fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması konusuna yer verilmedi.

Hindistan G20 Dönem Başkanlığı, Başbakan Narendra Modi‘nin liderler arasında uzlaşma sağlandığını açıklamasının ardından G20 Liderler Zirvesi Deklarasyonu‘nu yayımladı.

Nihai metinde yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, enerji verimliliğinin iki katına çıkarılması, çok uluslu kalkınma bankalarının reformuna duyulan ihtiyaç ve kalkınmaya yönelik trilyonlarca dolarlık fonun önünü açmak için borçların yeniden yapılandırılması konularında mutabakata varıldı.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi‘nde (COP28) başarılı bir sonuca ulaşılması için kilit bir konu olan fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılması konusuna değinilmedi.

Deklerasyon metninde şu noktalar öne çıkıyor:

  • Yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına ve enerji verimliliğinin iki katına çıkarılması kabul edildi.
  • Kömür kullanımının aşamalı olarak azaltılması taahhüdünde bulunuldu. G20’nin önceki anlaşmalarından geri adım atılmadı, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılmasından bahsedilmedi.
  • Gelişmekte olan ülkelerin 2030’a dek net-sıfır hedeflerine ulaşabilmeleri için gereken yılda 4 trilyon dolarlık finansmanın harekete geçirilmesi ihtiyacı kabul edildi.
  • Gelişmiş ülkelerin tarihsel emisyonlarından kaynaklanan iklim değişiminden en fazla etkilenen gelişmekte olan ülkelere 2009’da düzenlenen COP15‘te taahhüt ettikleri ancak hiçbir zaman tam olarak ödemedikleri yıllık 100 milyar dolarlık iklim tazminatını ödeme hedefine 2023 yılında ulaşacağı belirtildi.

Yenilenebilir enerji kaynakları / enerji verimliliği

  • Deklerasyonda G20’nin “Mevcut politikalar ve hedefler yoluyla yenilenebilir enerji kapasitesinin küresel olarak üç katına çıkarılmasına yönelik tüm çabaları takip ve teşvik edeceği, aynı zamanda emisyon azaltma ve karbon giderme teknolojileri de dâhil olmak üzere diğer sıfır ve düşük emisyon teknolojilerine de benzer bir isteklilik göstereceği” belirtiliyor.

G20, “2030 yılına kadar enerji verimliliği iyileştirme oranının iki katına çıkarılması için gönüllü eylem planlarını” destekliyor.

IPCC / İklim bilimi

İklim biliminin önemine vurgu yapan metinde, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli‘nin (IPCC) 6’ncı Değerlendirme Sentez Raporu‘nda (AR6) sağlanan verilere değiniliyor.

Deklerasyon, küresel ısınmayı sanayi öncesi dönemdeki ortalama sıcaklığın en fazla 1,5°C üzerinde sınırlanması ihtiyacının tekrarlıyor.

Metin ayrıca sera gazı emisyonlarının 2030 yılına kadar 2019 seviyelerine göre yüzde 43 oranında hızlı bir şekilde azaltılması ve 2020-2025 yılları arasında pik emisyona ulaşılmasına atıfta bulunuyor ancak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin farklılaştırılmış durumlarını hatırlatıyor.

Fosil yakıtlar

“Fosil yakıt” ifadesi, deklerasyonda yalnızca bir kez, fosil yakıt sübvansiyonlarına yönelik reformlar bağlamında kullanılıyor.

Metin, ulusal koşullara uygun olarak ve adil geçişe yönelik destek ihtiyacını kabul ederek, karbon yakalama ve depolama teknolojilerinden faydalanılmadıkça kömür enerjisinin aşamalı olarak azaltılmasına dikkat çekiyor.

Finans

  • G20, gelişmekte olan ülkeler için yeni ve gelişen teknolojileri, temiz ve sürdürülebilir teknolojiyi teşvik etmek üzere düşük maliyetli finansmanı kolaylaştırmak için çalışmasını taahhüt ediyor; yıllık 4 trilyon dolarlık bir yatırım rakamını ortaya koyuyor.
  • Gelişmekte olan ülkelerin Ulusal Katkı Beyanlarını (NDC) yerine getirebilmeleri için 2030 öncesi dönemde 5,8-5,9 trilyon dolara ihtiyaç duyulduğunu belirtiliyor.
  • 2010 yılında belirlenen ve gelişmekte olan ülkelere iklim tazminatı olarak ödemeyi taahhüt ettiği 100 milyar dolarlık hedefe ilk kez 2023 yılında ulaşılacağı vurgulanıyor.
  • COP27 tavsiyeleri desteklenirken, COP28’de Kayıp ve Zarar fonunun faaliyete geçmesi bekleniyor.
  • Deklerasyon, Glasgow İklim Paktı‘na uygun olarak, tarafları iklim değişikliğinin etkilerine uyum finansmanına yönelik kolektif hükümlerini iki katına çıkarma sözlerini yerine getirmeye çağırıyor.

Uzmanlar ne diyor?

Global Citizens AB ve G20 Savunuculuk ve Finansman Kıdemli Direktörü Friederike Roder:

“Küresel mali reform, özellikle en yoksul ve en kırılgan ülkeler başta olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadeleye daha fazla finansman sağlanması açısından hayati önem taşıyor. Ancak ilerleme çok yavaş. G20, Dünya Bankası gibi çok taraflı kalkınma bankalarına on yıl içinde 200 milyar dolar ek kredi sağlama çağrısında bulunuyor – bunun nasıl yapılacağına ilişkin tavsiyeler zaten bir yıl önce G20’ye sunulmuştu! G20’nin IDA’nın güçlendirilmesi ihtiyacını kabul etmesi de sevindirici bir sinyaldir, ancak bunu sadece bir yıl içinde değil, hızlı bir şekilde gerçek eylemler takip etmelidir. Aşırı hava olayları ya da açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan insanlar bu kadar uzun süre bekleyemez. Ek finansmanı harekete geçirmek için çok taraflı kalkınma bankalarının reformu yeterli olmayacaktır. G20, fosil yakıtlara yönelik ya da finansal işlemler gibi yeni vergilerin önemini kabul etmiyor.”

E3G‘den Madhura Joshi:

“Bu G20, G20’yi daha kapsayıcı hale getiren Afrika Birliği‘nin G20 üyeliği de dâhil olmak üzere birçok ilke sahne oldu. Hem kalkınma hem de iklim hedefleri açısından önemli olan küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılmasının desteklenmesi; enerji geçişleri için hayati önem taşıyan enerji verimliliği oranının iki katına çıkarılmasının desteklenmesi ve uygulama için uygun maliyetli finansmanın kilidini açmaya yardımcı olabilecek çok taraflı bankalarda reform yapılması yönünde dönüm noktası niteliğinde bir karar alındığını gördük.”

“Kömürün aşamalı olarak azaltılmasına yönelik çabalar konusunda son G20’de kullanılan dili yinelemek statükoyu korumaktan başka bir işe yaramıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması, fosil yakıtların aşamalı olarak azaltılmasıyla desteklenmelidir – her ikisi de adil geçiş ve net sıfır bir dünya için vazgeçilmezdir. Ayrıca pahalı, kanıtlanmamış azaltım teknolojileri hakkında çok fazla konuşuluyor, bu da eylemi geciktirmek için bir bahane olarak kullanılamaz. Her iki konuda da liderlerin daha güçlü ve cesur adımlar atmasına ihtiyacımız var. Şimdi tüm gözler COP28’de – liderler bunu başarabilecek mi?”

350.org Politika ve Kampanyalar Yardımcı Direktörü Andreas Sieber:

“G20’nin yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarma taahhüdü tarihi bir adım, iklim kaosuna karşı savaşımızda bir umut ışığıdır. Yenilenebilir enerjinin 2030 yılına kadar üç katına çıkarılması, küresel ısınmayı 1,5°C‘de tutma yolunda bizi yeniden ilerletebilir. Ancak henüz kutlama yapmayalım. Onları sorumlu tutmalı, fosil yakıtları aşamalı olarak terk etmelerini talep etmeli ve acilen liderlik etmeliyiz. Özellikle zengin ülkeler sorumluluğun ağırlığını taşımalı ve 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarma taahhüdünü yerine getirmek için finansman sağlamalıdır.”

“Bu G20’nin fosil yakıtların olmadığı bir geleceğe giden yolu göstermesi gerekiyordu. IPCC’nin emisyonların 2030 yılına kadar yüzde 43 oranında azaltılmasına ilişkin sonuçlarını kabul etmekle birlikte, kömürün bile aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına ilişkin hiçbir şey söylemiyor. Bu, dünyaya, özellikle de en yoksul ve en savunmasız ülkelere ve nüfuslara yönelik korkunç bir sinyaldir”.

Powershift Africa Kurucu Direktörü Mohammed Adow:

“Afrika Birliği’nin G20’ye dahil edilmesi uzun zamandır konuşuluyordu, bu nedenle nihayet gerçekleştiğini görmek güzel. Umarım iklim krizinin en ön saflarında yer alan ülkelerin dahil edilmesi, G20’nin iklim değişikliğine verdiği tepkinin kalitesini ve aciliyetini arttırmak için bir ivme sağlayacaktır. G20 çok uzun zamandır ayak sürüyerek iklim konusunda sözler verip sonra da bunları yerine getirmedi. Afrikalı liderlerin G20’yi kirletenlerin ayaklarını ateşe tuttuğunu ve iklim eylemine öncülük eden bir grup haline getirdiğini görmemiz gerekiyor.”

Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (IISD) Kıdemli Politika Danışmanı Shruti Sharma:

“G20 liderler deklarasyonu fosil yakıt sübvansiyonlarının ele alınmasının önemini kabul etti, ancak Bali Deklarasyonu‘ndan bu yana metinde herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Geçtiğimiz 15 yıl boyunca G20 liderleri fosil yakıt sübvansiyonlarının reforme edilmesi konusundaki kararlılıklarını sürekli olarak yineledi, ancak şeffaflık, zaman çizelgesi ve sübvansiyonların azaltılması konularında somut bir ilerleme sağlayamadılar. G20 üyesi ülkelerin 2022 yılında fosil yakıtları desteklemek için 1,4 trilyon ABD doları tutarında eşi benzeri görülmemiş bir kamu fonu ayırması, bu sektöre hala önemli miktarda mali kaynak aktarıldığının altını çiziyor. Fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılması için gelişmiş ülkeler için 2025 ve gelişmekte olan ekonomiler için 2030 gibi iyi tanımlanmış bir son tarihin bulunmaması, G20’nin bu desteği aşamalı olarak kaldırmaya yönelik 2009 taahhüdünü yerine getirme konusundaki hesap verebilirliğini azaltıyor.”

‘Kömür’ ve ‘fosil yakıt’ ifadeleri neden önemli?

Kömür kullanımının aşamalı olarak azaltılması iklim krizinin etkileriyle mücadele için hayati önem taşısa da bazı ülkeler sahip olduğu kömür yatakları veya diğer ekonomik çıkarları nedeniyle kömür kullanımına yönelik sınırlandırıcı ifadelere karşı çıkma eğilimi gösteriyor. Bu nedenle diğer fosil yakıt kullanımlarını da kapsayan “emisyon azaltımı” gibi ifadeler, uluslararası taahhüt metinlerinde daha geniş yer buluyor.

Doğrudan “kömür” sözcüğüne yer verilerek buna ilişkin somut adımlar atma taahhüdü, ilk kez 2021’de Birleşik Krallık‘ın Glasgow kentinde düzenlenen BM İklim Zirvesi‘nde (COP26) imzalanan anlaşmada söz konusu olmuştu.

Ancak Rusya’nın Ukrayna‘yı işgaliyle tetiklenen enerji krizi nedeniyle sonraki anlaşma metinlerinde özel olarak kömüre ilişkin ifadelerden kaçınılmıştı.

Ancak ’emisyon azaltımı’, fosil yakıt kullanımının azaltılmasının yanı sıra karbon yakalama ve depolama teknolojilerini de kapsıyor. Birçok uzman, bu teknolojilerin iklim kriziyle etkili mücadele için gerekli olduğunu ifade ediyor ve geliştirilmeleri gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlar bu teknolojilerin henüz yeterince geliştirilmemiş, kanıtlanmamış ve pahalı olduğuna vurgu yaparak ülkelere yenilenebilir enerjiye yönelerek emisyonlarını azaltma çağrısında bulunuyor.

Ancak iklim müzakereleri veya anlaşmaları sırasında bazı ülkeler, bu teknolojileri kullanacaklarını ifade ederek kömür kullanımlarını veya sera gazı emisyonlarını gerektiği ölçüde azaltma taahhütleri vermekten kaçınıyor. Bazı ülkeler ise emisyon azaltımı taahhüdünde bulunurken fosil yakıt kullanımlarını azaltacaklarına yönelik bir ifade kullanmaktan özellikle kaçınarak azaltım için yalnızca karbon yakalama ve depolama teknolojilerine dayalı bir yol izleyeceklerinin sinyallerini veriyor.

Kaynak: Yeşil Gazete

 

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: