AnasayfaEkolojiSürdürülebilir Kalkınma

IEA Net Sıfır Yol Haritası: Kömür, petrol ve gaz yatırımlarına ihtiyaç yok

IEA Net Sıfır Yol Haritası: Kömür, petrol ve gaz yatırımlarına ihtiyaç yok

IEA Net Sıfır Yol Haritası: Kömür, petrol ve gaz yatırımlarına ihtiyaç yok

IEA’nın dönüm noktası niteliğindeki Net Sıfır Yol Haritası, daha güçlü uluslararası işbirliği ile desteklenen daha yüksek emisyon azaltım eylemleri ve uygulamanın iklim hedeflerine ulaşmada kritik öneme sahip olacağını gösteriyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 26 Eylül tarihinde 2023 Net Sıfır Yol Haritası’nı yayımladı. Raporda, temiz enerji yatırımlarındaki büyüme ile birlikte fosil yakıtların önümüzdeki yıllarda düşüşe geçeceği vurgusu dikkat çekiyor.

IEA’nın dönüm noktası niteliğindeki Net Sıfır Yol Haritası, daha güçlü uluslararası işbirliği ile desteklenen daha yüksek azaltım eylemleri ve uygulamanın iklim hedeflerine ulaşmada kritik öneme sahip olacağını gösteriyor.

Net Sıfır Yol Haritası’nın yeni güncellemesine göre, dünya enerji sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarını net sıfıra çekmek ve küresel ısınmayı 1,5 ̊C ile sınırlamak, temel temiz enerji teknolojilerinin rekor büyümesi nedeniyle mümkün olsa da, birçok alanda ivmenin hızla artması gerekiyor.

Yeni Yol Haritası, 1,5 ̊C hedefini ulaşılabilir kılmak için küresel bir yol belirleyerek, 2021’de yayınlanan ve politika yapıcılar, endüstri, finans sektörü ve sivil toplum için temel bir ölçüt olarak hizmet veren orijinal rapora kapsamlı bir güncelleme sağlıyor.

2023 güncellemesi, pandemi sonrası ekonomik toparlanma ve bazı temiz enerji teknolojilerindeki olağanüstü büyümenin yanı sıra, fosil yakıtlara yapılan yatırımların artması ve inatla yüksek emisyonlar da dahil olmak üzere son iki yılda enerji alanında yaşanan önemli değişiklikleri içeriyor.

2021’den bu yana güneş enerjisi kapasitesindeki ve elektrikli otomobil satışlarındaki rekor büyüme, yüzyılın ortasına kadar küresel olarak net sıfır emisyona doğru giden bir yol ve bu teknolojiler için yeni üretim kapasitesinin yaygınlaştırılmasına yönelik endüstri planları ile uyumlu görülüyor. Bu iki teknolojinin tek başına, bugün ile 2030 yılları arasındaki emisyon azaltımlarının üçte birini sağlaması nedeniyle bu önemli bir gelişme olarak kabul ediliyor. Öte yandan temiz enerji inovasyonu da daha fazla seçenek sunuyor ve teknoloji maliyetlerini düşürüyor. IEA’nın 2021’de yayınlanan orijinal Yol Haritası’nda, henüz piyasada bulunmayan teknolojiler 2050’de net sıfır için gereken emisyon azaltımlarının neredeyse yarısını sağlıyordu. Bu sayı, bu yılki güncellemede yaklaşık yüzde 35’e düştü.

Yine de bu on yılda daha cesur adımlar atılması gerekiyor. Bu yılki güncellenmiş net sıfır patikasında, küresel yenilenebilir enerji kapasitesi 2030’a kadar üç katına çıkıyor. Bu arada, enerji verimliliği iyileştirmelerinin yıllık oranı iki katına çıkıyor, elektrikli araç ve ısı pompası satışları hızla artıyor. Enerji sektörü metan emisyonları ise yüzde 75 oranında düşüyor. Emisyonların azaltılması için kanıtlanmış ve genellikle uygun maliyetli teknolojilere dayanan bu stratejilerin, birlikte on yılın sonuna kadar ihtiyaç duyulan azaltımların yüzde 80’inden fazlasını sağlaması bekleniyor.

IEA İcra Direktörü Fatih Birol, “Küresel ısınmayı 1.5 ̊C ile sınırlama hedefini canlı tutmak için dünyanın hızla bir araya gelmesi gerekiyor. İyi haber şu ki, ne yapmamız gerektiğini ve nasıl yapacağımızı biliyoruz. En son veri ve analizlere dayanan 2023 Net Sıfır Yol Haritamız ileriye dönük bir yol gösteriyor” diyor ve ekliyor:

“Ama aynı zamanda çok net bir mesajımız var: Güçlü uluslararası işbirliği başarı için çok önemlidir. Hükümetlerin, karşı karşıya olunan zorluğun boyutları göz önüne alındığında, iklimi jeopolitikten ayrı tutmaları gerekiyor.”

‘Veriler net: fosil yakıtlar çağı sona eriyor’

Avrupa İklim Vakfı CEO’su Laurence Tubiana da rapor üzerine şu değerlendirmelerde bulunuyor:

 “COP28 öncesinde, son bilimsel veriler net: fosil yakıtlar çağı sona eriyor. Bu yeni rapor çok açık; enerji sektöründe ilerlemenin tek yolu yenilenebilir enerji kaynaklarını, verimliliği ve elektrifikasyonu geliştirmektir. Yeni petrol veya gaz sahalarına ya da kömür madenlerine ihtiyaç yoktur. Dubai’de, COP başkanlığı fosil yakıt sonrası liderliğin neye benzediğini göstermek zorunda kalacak.”

‘Yeni petrol, gaz veya kömür sahalarına yer yok’

Oil Change International Araştırma Direktörü Kelly Trout da “2023 Net Sıfır Emisyon senaryosu bir gerçeği bir kez daha teyit ediyor: Küresel sıcaklık artışını uluslararası düzeyde kararlaştırıldığı şekilde sınırlandırmak için yeni petrol, gaz veya kömür sahalarına yer yok. Fosil yakıtların hızlı, adil ve tam finansmanlı bir şekilde kullanımdan kaldırılmasının zamanı gelmiştir. Ülkeler COP28’de ciddi iklim taahhütlerinde bulunmaya hazırlanırken, fosil yakıtlardan uzaklaşılması gerektiğine ve bunun hızla gerçekleşmesi gerektiğine dair kesin kanıtları dikkate almalıdırlar” diyor.

Ember Küresel Program Lideri Dave Jones ise “Yenilenebilir elektriğin üç katına çıkarılması, fosil yakıtlardan hızlı bir şekilde uzaklaşılmasını sağlamak için bu on yılda yapılması gereken en büyük eylemdir. Temiz elektrifikasyon ön plana çıktıkça, elektrik yeni petrol haline gelecektir. Bu da dünya liderlerinin büyük düşünmesini ve büyük inşa etmesini gerektiriyor. Bu roket bilimi değil ama uzay yarışındaki kararlılık ve aciliyeti gerektiriyor” ifadelerini kullanarak şunları aktarıyor:

“Daha da önemlisi, gelişmekte olan ekonomilerin bu yarışa girebilmeleri için yatırıma ihtiyaçları var ve bu da nihayetinde hepimizin yararına olacaktır.”

Düzenleyici Yardım Projesi (The Regulatory Assistance Project, RAP) Müdürü ve Avrupa Program Direktörü Jan Rosenow, “Yol haritası yeni kömür, petrol ve gaz yatırımlarına ihtiyacımız olmadığını gösteriyor. Doğru altyapı ile desteklenen elektrifikasyon ve enerji verimliliği ile birlikte yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılması, dünyayı net sıfır hedefine ulaştıracak temel bileşenlerdir. İyi haber şu ki, IEA birçok alanda şu anda bu yolda olduğumuzu tespit etti” değerlendirmesinde bulunuyor.

‘Bir sonraki NDC turuna kadar beklemeyi göze alamayız’

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) Politika ve Projeler Başkanı Joyce Lee,  “Rapor, iklim eylemi için bir kaldıraç olabilen ancak bazen gerçek uygulanabilir politika ortamlarının eksikliğini maskeleyen Ulusal Katkı Beyanları’nı (NDC) güçlü bir şekilde vurguluyor. Rüzgar ve güneş enerjisi hedeflerinin ulusal politika çerçevelerinde ve büyük amiral gemisi sanayi politikası paketlerinde yer aldığını görmemiz gerekiyor. Bu, iklime dirençli büyüme ve enerji güvenliğinin kilidini açacak acil ve zaman yoğun eylemdir ve 2025’te yapılacak bir sonraki NDC turuna kadar beklemeyi göze alamayız” diyor ve ekliyor:

“Rüzgar ve güneş enerjisi, 2022’de kurulan tüm yeni yenilenebilir kapasitenin yüzde 90’ına katkıda bulunarak küresel ekonomi için karbonsuzlaştırmanın bel kemiği olacaktır. Ancak bu on yıl içinde küresel emisyonları zirveye çıkarmak için rüzgâr sektöründe sağlam tedarik zincirlerine ve üretim kapasitesine ihtiyacımız var. Politika yapıcıların, geçiş için sürdürülebilir endüstriyel kalkınma planları oluşturmanın yanı sıra, bu raporda vurgulanan diğer hızlı kolaylaştırıcıları (izin prosedürlerini hızlandırmak, şebeke altyapısını genişletmek ve finans, temiz enerji standartları ve ticaret koridorları konusunda uluslararası işbirliğini güçlendirmek) uygulamak için sanayi ile işbirliği yapması çok önemlidir.”

Yol Haritası, 2050’ye kadar küresel enerji sektörü için net sıfır emisyona giden bir rotanın ana hatlarını çiziyor, ancak farklı ulusal koşulları dikkate alan adil bir geçişin teşvik edilmesinin önemini de kabul ediyor. Örneğin, gelişmiş ekonomiler, gelişmekte olan ekonomilere daha fazla zaman tanımak için net sıfıra daha erken ulaşıyor. Ve net sıfır yolu, enerji sektörü yatırımlarının yüzde 1’inden biraz fazlasına karşılık gelen yıllık yaklaşık 45 milyar ABD doları yatırımla 2030’a kadar herkes için modern enerji biçimlerine tam erişim sağlıyor.

Neredeyse tüm ülkelerin net sıfır tarihlerini öne çekmeleri gerekiyor

Bununla birlikte, bu patikada kalabilmek, neredeyse tüm ülkelerin hedefledikleri net sıfır tarihlerini öne almaları gerektiği anlamına geliyor. Bu aynı zamanda, özellikle gelişmekte olan ekonomilerde yatırımlarda önemli bir artışın harekete geçirilmesine bağlı. Yeni sıfır yolunda, küresel temiz enerji harcamaları 2023’te 1,8 trilyon ABD dolarından 2030’ların başında yıllık 4,5 trilyon ABD dolarına yükseliyor.

Güncellenmiş net sıfır emisyon senaryosunda, temiz enerji kapasitesinin politika güdümlü olarak büyük ölçüde artırılması, fosil yakıt talebini 2030’a kadar yüzde 25 azaltarak emisyonları 2022’de kaydedilen tüm zamanların en yüksek seviyesine kıyasla yüzde 35 azaltıyor. 2050’ye gelindiğinde fosil yakıt talebi yüzde 80 oranında düşüyor. Sonuç olarak uzun vadeli yeni petrol ve gaz projelerine, yeni kömür madenlerine, maden genişletmelerine veya yeni kömür santrallerine ihtiyaç duyulmuyor. Bununla birlikte, mevcut bazı petrol ve gaz varlıklarına ve halihazırda onaylanmış projelere devam edilmesi gerekiyor. Zarar verici fiyat artışları veya arz fazlalıklarından kaçınılması için temiz enerji yatırımlarındaki artış ve fosil yakıt tedarik yatırımlarındaki düşüşün sıralanması hayati önem taşıyor.

Rapora göre, temiz enerji teknolojileri ve bunları üretmek için gerekli olan kritik mineraller için daha esnek ve çeşitli tedarik zincirleri, net sıfır emisyonlu bir enerji sektörü oluşturmanın anahtarı olarak görülüyor. Bununla birlikte, gerekli temiz enerji gelişiminin hızı ve kapsamı göz önüne alındığında tedarik zincirlerinin açık kalması da aynı derecede hayati önem taşıyor.

Rapor, küresel ısınmanın 1.5 ̊C ile sınırlandırılması için daha güçlü uluslararası işbirliğinin önemini vurguluyor. Rapor, şu an ile 2030 arasında hedeflerin ve uygulamaların yeterince artırılmamasının ek iklim riskleri yaratacağı ve 1.5 ̊C hedefine ulaşmayı, pahalı ve ölçek olarak kanıtlanmamış karbon giderme teknolojilerinin büyük ölçüde yaygınlaştırılmasına bağlı kılacağı uyarısında bulunuyor. Raporun incelediği “Gecikmeli Eylem Durumu”nda, temiz enerjinin 2030’a kadar yeterince hızlı bir şekilde yaygınlaştırılamaması, bu yüzyılın ikinci yarısında her yıl yaklaşık 5 milyar ton karbondioksitin atmosferden uzaklaştırılması gerektiği anlamına geliyor. Karbon giderme teknolojileri bu ölçekte başarısız olursa sıcaklığı 1.5 ̊C’ye geri döndürmek mümkün olmayacaktır.

Dr. Birol, “Karbonu atmosferden uzaklaştırmak çok maliyetli. Karbonu atmosfere salmamak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız” önerisinde bulunuyor ve ekliyor:

“1.5 ̊C’ye giden yol son iki yılda daraldı, ancak temiz enerji teknolojileri bu yolu açık tutuyor. Bu on yıl içinde fosil yakıt talebinde daha güçlü bir düşüşe yol açacak olan yenilenebilir kapasitenin üç katına çıkarılması ve enerji verimliliğinin 2030’a kadar iki katına çıkarılması gibi kilit küresel hedeflerin arkasında uluslararası bir ivme oluşurken, Dubai‘deki COP28 iklim zirvesi, bu kritik on yılın kalan yıllarında daha güçlü bir hırs ve uygulama taahhüdünde bulunmak için hayati bir fırsattır.”

Kaynak: Yeşil Gazete

 

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: