AnasayfaEkolojiEkoloji, İklim-Kırsal Kalkınma

Plastik kirliliğine yönelik uluslararası yeni anlaşma

Plastik kirliliğine yönelik uluslararası yeni anlaşma

Denizler dahil olmak üzere plastik kirliliği konusunda uluslararası yasal olarak bağlayıcı bir araç (INC-2) geliştirmeye yönelik Hükümetlerarası Müzakere Komitesi’nin ikinci oturumu, 29 Mayıs – 2 Haziran 2023 tarihleri arasında Fransa’nın Paris kentindeki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Merkezinde gerçekleştirildi. 

Plastik atıkları için yasal olarak bir bağlayıcı anlaşmaya yönelik ilk somut adım ve 2015’te imzalanan Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana en önemli yeşil anlaşma olarak görülüyor.

Paris UNESCO genel merkezinde gerçekleştirilen görüşmelerin sonunda delegeler anlaşmanın önemli bileşenleri üzerinde geniş bir anlaşmaya vararak gelecekteki plastik regülasyonları için çerçeve kararlar oluşturdu. 180 ülkeden delege ve sivil toplum örgütü, geri dönüşüm uzmanları ve bilim insanları gibi farklı paydaşların katıldığı müzakereler, 2025’e kadar tamamlanması hedeflenen yeni anlaşma metnini belirlemek için yapılacak beş toplantının ikincisiydi.

Dünyada her yıl yaklaşık 400 milyon ton plastik üretiliyor ve tahminen 14 milyon ton plastik okyanusta son buluyor. Bu büyük uluslararası sorunun koordineli bir küresel çözüm gerektirdiğine dair artan bir farkındalık mevcut. Plastik geleneksel olarak çevresel bir çöp sorunu olarak görülse de, uzmanlar fosil yakıt türevi birçok maddeyi kimyasal yapısında bulunduran plastik ürünlerinin insan sağlığında neden olduğu çeşitli sorunları vurgulamakta.

Plastik üretiminin hava kirliliğini artırdığı, atık plastik malzemelerin ise selleri yoğunlaştırdığı ve vahşi yaşamın besin zincirini olumsuz etkilediği ortaya konuluyor. Havada, içme suyunda ve insan kanında birçok plastik parçasının bulunduğunun da altı çiziliyor. Paydaşlar toplantılarda, mikroplastik kirliliğini yönetme, plastiklerde pişirilen binlerce tehlikeli kimyasalı düzenleme, plastiksiz düzene geçişi desteklemek için mali bir mekanizma oluşturma ve orantısız bir şekilde plastik atıklara maruz kalan insanların haklarını koruma planlarını savunma konularına değindiler.  

ABD’nin Louisiana eyaletinde, Mississippi boyunca yüksek oranda petrokimya tesislerinin bulunduğu bir bölge olan Cancer Alley de plastik kaynaklı sorunların yoğun görüldüğü bölgelerden biri. Louisiana’da etkilenen toplulukları desteklemek için çalışan kar amacı gütmeyen Descendants Project’in kurucu ortağı Jo Banner, mikroplastikler hakkında çok şey duyduğumuzu ancak plastiğin etkilerinin daha da büyük olduğunu belirtiyor.

Pek çok hükümet, üretimi olduğu kadar plastik kirliliğini de azaltmak için çaba gösterilmesini istiyor. Özellikle Marshall Adaları gibi yerlere plastiğin getirdiği özel zorluklar nedeniyle, Pasifik Adası delegeleri bu tür çağrılara dikkat çekiyor. Bu adalar, plastik çöplerini etkili bir şekilde işlemek ve yok etmek için yeterli kapasiteye sahip değil. Bu nedenle plastik atıkları, adaların en yüksek zirveleri haline gelen dağlık atık yığınlarıyla sonuçlanıyor.

Pasifik’i temsil eden hükümetler arası bir grup olan Güney Pasifik Bölgesel Çevre Programı (South Pacific Regional Environment Programme) genel direktörü Sefanaia Nawadra göre, plastik atıkları adalara taşındığında, atık ayrıştırma sürecindeki yük ada sakinlerine yüklenmemeli.  

Müzakereler, Meksika’nın önde gelen isimleri de dahil olmak üzere birçok sivil toplum grubu ve delegenin, Arabistan ve Brezilya da dahil olmak üzere petrol ve plastik üreten ülkelerin oyalama taktiği olduğunu iddia ettiği prosedür hakkında şiddetli anlaşmazlıklarla başladı.  

Bununla birlikte, bir uzlaşma sonraya ertelenirken ve gözlemciler, gelecekteki bir sözleşmenin potansiyel temel bileşenleri üzerinde genel bir fikir birliğinin ortaya çıktığına inanıyorlar. Karar verilecek düzenlemelerin isteğe bağlı olması yerine, ülkelerin çoğu dünya çapında ve yasal olarak uygulanabilir olması gerektiği konusunda anlaştı.

Bu arada WWF, Paris’te müzakerelere katılan 180 ülkeden 94’ünün özellikle tehlikeli bazı polimerler, kimyasallar ve kasıtlı olarak eklenen mikroplastikler ve PFA’lar (sonsuz kimyasallar – forever chemicals) gibi plastik maddelerin yasaklanması veya aşamalı olarak kaldırılması konusunda hemfikir olduğunu söyledi. Global Alliance for Incinerator Alternatives’den Sirine Rached’a göre plastik üreten ülkeler ve endüstriler, bu sorunu kaynağında çözmeye yönelik artan bir hırsın yanı sıra, işlere çözümcü yaklaşmalı.  

Önümüzdeki aylarda, taslak anlaşma belgesi, nihai anlaşma metni hakkında ayrıntılı müzakereler ışık tutacak. Çevre Araştırma Ajansı’nın (Environmental Investigation Agency) okyanus kampanyası lideri Christina Dixon bu noktaya gelmek için zorlu bir mücadele verildiğini, ancak en azından plastik anlaşmasını ciddi bir şekilde tasarlamaya başlamak için net bir yol sağlandığını ekledi.

Sivil toplum ve insan hakları örgütleri, Amerikan Kimya Konseyi ve Plastikler Avrupa gibi endüstriyel grupların lobicilik gücüne ilişkin endişeler dile getiriyor. Fransız araştırmacı gazetesi Mediapart’a göre, Paris görüşmelerine 190 sektör temsilcisi katılırken, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (United Nations Environment Programme), liderler ve çöp toplayıcılar da dahil olmak üzere diğer birçok kuruluşa kısa sürede etkinlikte sınırlı yer olacağı konusunda bilgi verdi.

Anlaşma, küresel olarak bağlayıcı anlaşmalar için alışılmadık derecede agresif bir takvime sahip, bir sonraki tartışma turu bu yıl Kenya’da yapılacak ve nihai anlaşma 2024’ün sonlarında bekleniyor.WWF politika yöneticisi Eirik Lindebjerg, “Dünyadaki çoğu hükümetin bunu istediği ve küresel plastik düzenlemelerini uygulamaya koymaya hazır olduğu açık” dedi. Bu, insanların yaşamlarını gerçekten iyileştirecek bir çevre anlaşması oluşturmak için gerçekten büyük bir fırsat.

Kaynak: S360Mag

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: