AnasayfaEkolojiSürdürülebilir Kalkınma

Kadınlara ve iklime değer veren yeni bir ekonomik ölçü nasıl olmalıdır?

Kadınlara ve iklime değer veren yeni bir ekonomik ölçü nasıl olmalıdır?

İlerlemeyi Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ile ölçmek cinsiyet eşitsizliğine, çevresel yıkıma ve kemer sıkmaya neden oluyor. GSYİH, kadınların ekonomiye ve topluma katkılarını büyük ölçüde göz ardı ediyor. Hesaplamalar dünya genelinde çalışılan toplam saatin neredeyse yarısının (%45) ücretsiz bakım emeğine ayrıldığını gösteriyor. Ekonominin bu hayati emeğe olan bağlılığına rağmen, ücretsiz bakım emeği GSYİH kapsamında hesaba katılmıyor.

İlerlemeyi Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ile ölçmek cinsiyet eşitsizliğine, çevresel yıkıma ve kemer sıkmaya neden oluyor. Anam Parvez Butt ve Alex Bush, alternatif ölçümler hakkında tartışmayı teşvik etmeyi amaçlayan yeni bir Oxfam tartışma belgesini tanıttı ve savunucuları “GSYİH’nın Ötesinde” hareketine katılmaya çağırdı.

GSYİH, 1944 yılında Bretton Woods konferansında resmi olarak kabul edilmesinden bu yana ekonomik ve sosyal ilerlemenin en önemli göstergesi haline geldi. Ancak, yeni tartışma belgesinin de yansıttığı gibi, bu sadece bir ölçü değil, on yıllardır dünyaya dayatılan yüksek maliyetli, ataerkil, sömürgeci bir değer sistemidir.

Oxfam’ın sömürgecilik karşıtı feminist akademisyenler Lebohang Liepollo Pheko ve Dr. Ritu Verma ile birlikte hazırladığı bu çalışma, GSYİH’nin özellikle kadınlar için büyük eşitsizlikler yaratan bir ekonomik sistemi nasıl desteklediğinin altını çiziyor. Aynı zamanda, GSYİH ile ilgili sorunları ana hatlarıyla ortaya koyuyor ve daha iyi bir şeyi tasarlamanın yollarını sorguluyor.

GSYİH neyi gözden kaçırıyor ve neden bu kadar zarar veriyor?

GSYİH, kadınların ekonomiye ve topluma katkılarını büyük ölçüde göz ardı ediyor. Hesaplamalar dünya genelinde çalışılan toplam saatin neredeyse yarısının (%45) ücretsiz bakım emeğine ayrıldığını gösteriyor. Ekonominin bu hayati emeğe olan bağlılığına rağmen, ücretsiz bakım emeği GSYİH kapsamında hesaba katılmıyor.  

GSYİH büyümesine olan saplantı, kemer sıkma, özelleştirme, kaynak ve işgücü çıkarma gibi eşitsizlikleri derinleştiren ve çevreye ve insanlara, özellikle de Küresel Güney’deki ötekileştirilmiş kadınlara ve yerlilere karşı işlenen suçların yoğunluğunu artıran politika ve uygulamalara yol açıyor.

GSYİH’ye odaklanma, GSYİH’ye oranla borcu azaltmak ve özel yatırımları artırarak büyümeyi hızlandırmak amacıyla kamu hizmetleri harcamalarında derin kesintiler gibi kemer sıkma önlemlerinin temel gerekçesidir. GSYİH, Yakında dünya nüfusunun %85’ini etkilemesi beklenen kemer sıkma, yoksulluk içinde yaşayanlara, özellikle de kamu hizmetlerine ve kamu sektörü istihdamına bağlı olan kadınlara ve kız çocuklarına yönelik bir şiddet biçimi olarak kendini gösteriyor. Örneğin, Birleşik Krallık’ta on yıl süren kemer sıkma politikaları azınlık etnik ve ırksal grupların çoğunlukta olduğu en yoksun bölgelerdeki kadınların ortalama yaşam sürelerinde bir düşüşe sebep olmuştur.  

GSYİH büyümesine dar bir şekilde odaklanılması sıradan işçilerin, kadınların ve yerli halkların sırtından küresel azınlıktaki servet sahiplerine giderek daha fazla kâr ve sermaye sağladığı için eşitsizliği körüklüyor.

‍Peki daha iyi bir ölçüm nasıl tasarlanabilir?

Raporda, sömürgecilik karşıtı feminist düşünürlerin perspektiflerinden yararlanarak, odaklanılması gereken beş temel boyut ve temel gösterge belirlendi.

  • Tüm ekonomik faaliyetleri ölçün: Bu, ücretli ve ücretsiz, resmi ve gayri resmi, üretim ve hizmetleri içermelidir. İnsanların zamanlarını nasıl harcadıklarına bakan ve ücretsiz bakım işlerine harcanan emeği de hesaba katan bir ölçüttür. Kesişimsel bir analiz yapılabilmesi için bunun cinsiyet, yaş, gelir, ırk ve diğer boyutlara göre ayrıştırılması gerektiğini vurgular. Bir diğer kilit gösterge de dünyamızın, ekonomilerin ve toplumların gelişmesini sağlayan ekolojik hizmetler ve ekolojik çeşitliliktir.
  • Ekonomik faaliyetin herkese nasıl fayda sağladığını düşünün: Küresel Kuzey ve Küresel Güney’deki ülkeler içinde ve arasında ve ayrıca sınıf, cinsiyet ve ırk grupları arasında nasıl değiştiği de dahil olmak üzere kesişimsel ve ekonomik eşitsizliğe bakın. Burada Palma Oranı, diğer çok boyutlu ve kesişimsel yaklaşımlarla tamamlanabilecek faydalı bir göstergedir.
  • “Başka yerlerdeki refahı” değerlendirin: Başka bir deyişle, bir ülkenin politika kararlarının ve kaynak kullanımının diğer ülkeler üzerindeki olumlu veya olumsuz etkisini değerlendirin. Bu sadece şimdiki ve gelecekteki etkiyi ölçmekle kalmamalı, aynı zamanda geçmişteki adaletsizliği ne kadar telafi ettiğini de ölçmelidir.
  • Refah ve sosyal refahın tüm boyutlarını değerlendirin:  

– Beslenme alışkanlıkları(örneğin sağlıklı beslenebilen nüfusun payı);  

– Öznel refah (insanların kendi yaşamlarını nasıl değerlendirdikleri);  

– Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet (örneğin, son 12 ay içinde yakın bir partner tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalan kadınların ve kız çocuklarının oranı);  

– Topluluk ilişkileri ve destek (yerel topluluğa aidiyet duygusu, ihtiyaç anında başkalarına güvenebilme becerisi) gibi.

  • Yerel ve geleneksel bilgi ve perspektifler:  

– Yerli halk ve Küresel Güney’den kadınlar, alternatif ölçütlerin sadece oluşturulmasına değil aynı zamanda uygulanmasına da odaklanmalı. Yerel bilgi ve perspektifleri yansıtan göstergelerin anlamlı bir şekilde dahil edilmesi ve GSYİH ötesi çerçevelerin tasarım, uygulama ve analizinde ön ve merkeze yerleştirilmesi gerekiyor. Bunlar, sömürgecilik ve emperyalizmin yol açtığı zararların tanınması, kabul edilmesi ve onarılmasına dayanıyor.

GSYİH’yi değiştirmemizi engelleyen nedir?

Raporda ayrıca GSYİH’nin yerine insanlar ve dünya için daha iyi işleyen bir şey koymanın önündeki dört temel engel tanımlanıyor.

  • Ekonomiye ilişkin yanlış anlatılar. “Ekonomi” sosyal bir yapıdır ve süregelmiş baskın anlatılar bunun yalnızca piyasa ekonomisini içerdiğini, yani yalnızca sahip olunabilen, kontrol edilebilen veya satılabilen faaliyet ve kaynakların değerli olduğunu öne sürmektedir. Bunun yanı sıra, aslında erkeklerden daha fazla saat toplam iş (ücretli ve ücretsiz) yapmalarına rağmen kadınların işgücüne “az katıldıkları” yönünde anlatılar bulunmaktadır. Bu tür inançlar BM, Dünya Bankası ve IMF gibi uluslararası kuruluşlarda derinlemesine yerleşiktir.
  • GSYİH’nin Ulusal Hesaplar Sistemi (ekonomik faaliyetlerin nasıl ölçüleceğine dair uluslararası bir dizi tavsiye) gibi resmi çerçevelerde ve kredi koşullarında, ticaret ve yatırım anlaşmalarında ve G7 ve OECD gibi güçlü ekonomik grupların uygunluk koşullarında yerleşik hale gelmesi; ülkelerin krediye daha iyi erişim ve uluslararası müzakerelerde güç için GSYİH büyümesine bağlı olduğu anlamına gelir. Bu nedenle GSYİH büyümesini her ne pahasına olursa olsun teşvik etmeye itilirler.
  • GSYİH, siyasi ve ekonomik (çoğunlukla erkek olan) elitin gücünü ve çıkarlarını pekiştirmekte ve bu da değişimin önünde güçlü bir engel teşkil etmektedir.
  • Uygun bir alternatif üzerinde eleştirmenler arasında ortak bir dil ve fikir birliği olmaması: GSYİH aynı zamanda ‘tek göstergenin cazibesine’ sahipken, çok boyutlu refah çerçeveleri çok fazla göstergeye sahiptir, bu nedenle ikna edici bir hikaye anlatmak zordur.

 

Peki GSYİH’yi hakim konumundan nasıl edebiliriz?

Değişim için ilerici seslerin, GSYİH’ye anlamlı alternatifleri siyasi gündeme getirme çabalarını desteklemesi ve politika yapıcıları GSYİH alternatiflerine anlamlı bir şekilde yatırım yapmaya, bunları ölçeklendirmeye ve ön plana çıkarmaya zorlaması gerekiyor. Bunu yapmak için üç temel strateji belirlendi.

  • Anlatıların değiştirilmesi: Akademik müfredatlarda, siyasi tartışmalarda, popüler medyada ve savunuculuk faaliyetlerinde ‘ekonomi’ kavramının sorgulanması, sadece üretime değer vermekten uzaklaşıp yaşatma ve yenilenmeye değer verilmesi.
  • Alternatiflerin neye benzediği konusunda fikir birliği oluşturmak ve sömürgecilik karşıtı  feminist eleştirilerin ve ilkelerin merkezde yer almasını ve kadınların ve yerli halkın gelecekteki göstergelerin tasarımının merkezinde olmasını sağlamak.  
  • Hükümetleri ve kurumları gerçek alternatiflerin test edilmesi, denenmesi ve ölçeklendirilmesi için yatırım yapmaya zorlamak, alternatif çerçeveler oluşturmak ve istatistiksel altyapıyı desteklemek için şehirler, bölgeler ve ülkelerle birlikte çalışmak, artan öğrenme birikiminden yararlanmak.

Raporda sosyal ve ekonomik politika için yol gösterici ölçüt olarak kabul edilen bu gerici ölçütü yerinden etme mücadelesinin, insanlara ve dünyaya gerçekten değer veren herkes için en önemli görevlerden biri olduğu vurgulanıyor.

 

Kaynak: S360Mag

 

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: 0